1)BAKIM NAFAKALARI : a. Tedbir Nafakası: TMK 169. Madde; “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır.” Tedbir Nafakası boşanma veya ayrılık davası açıldığı taktirde hakim tarafından eşin ve çocuğun barınma, yiyecek ve bunun gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması hususunda kanunumuzda düzenlenmiştir. Şöyle ki tarafın talebi olmasa dahi hakim tarafından tedbir nafakasına hükmedilebilir. Tedbir nafakası yargılama boyunca devam ederek; gerekli şartların oluşması halinde karar kesinleştikten sonra eş için yoksulluk nafakası, çocuk için ise iştirak nafakası olarak devamı söz konusu olacaktır.
Kanun maddesinde de belirtildiği üzere tedbir nafakasına boşanma ve ya ayrılık davası devam ederken geçici önlem olarak başvurulur. b. İştirak Nafakası: TMK 182.Madde ; “ Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur.
Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” Velayeti kendine verilmeyen tarafın çocuğun üstün yararı gözetilerek ödemesi gereken nafaka türüdür. Velayeti kendisine verilmese dahi çocuğun eğitim ve bakım giderlerine ekonomik gücü oranında katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası çocuk ergin oluncaya kadar hükmedilmedilir. Eğer ki belirli şartlar oluştuysa çocuk ergin olduktan sonra da nafaka talep edebilmektedir. Bu husus makalemizin ikinci bölümünde ele alınmıştır. c. Yoksulluk Nafakası: TMK 175. Madde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” Madde hükmü uyarınca yoksulluk nafakası talep eden eşin boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmesi ve kusurunun ağır olmaması şartlarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Madde de belirtildiği üzere yoksulluk nafakası talep edebilmek için daha ağır kusurlu olmama şartı gerçekleşmelidir. Şöyle ki az kusurlu veya eşit kusurlu olma durumunda yoksulluğa düşme şartı da gerçekleşirse yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. 2)YARDIM NAFAKASI: Yardım nafakası Türk Medeni Kanunun 364. Maddesinde düzenlenmiştir. Şöyle ki ‘Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.’ Maddesi uyarınca yoksulluğa düşecek altsoy-üstsoy ve kardeşlerine karşı sorumludur.
Yüksek mahkeme içtihatlarında temel giderler olan barınma,giyinme,sağlık,ulaşım vs masraflarını karşılayamayacak durumda olanlar yoksul olarak adledilir. İlgili nafakanın doğması için yoksulluğa düşecek yanın aile mahkemesine başvurarak yardıma ihtiyacı olduğunu beyan etmesi gerekir. Bu hususta yardım nafakası yükümlüsünün ekonomik durumuna ve hakkaniyete uygun bir tazminat miktarı hakim tarafından belirlenir. Belirlenen bu nafakanın nafaka yükümlüsünü geçim derdine düşürmemesi gerekmektedir. Yüksek mahkemenin yardım nafakası tanımı ise ‘Yardım nafakası, zarurete düşen hısımın yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu yardım isteğidir. Yardım nafakası isteyenin kusuru İle yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Yardım nafakasının koşulları objektiftir ve bu koşulların gerçekleşmesi halinde nafaka borcu doğmaktadır (H.V. Velidedeoğlu, Türk Medeni Hukuku, İst. 1963, s. 396).’ Yardım nafakasının yargılama sırasında en çok karşımıza çıkan şekli ise eğitim hayatına devam eden ergin bireyin durumudur.
Bu konuda da TMK 324. Maddeye göre ‘Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.’ İşbu madde de göz önüne alındığında 18 yaşını geçmiş olsa dahi üniversite eğitimine devam eden çocuk üst soyundan yardım nafakası talep edebilir. Ancak bu süreçte doğru deliller ve doğru araştırmalar hususunda tarafların bir avukatla irtibata geçmesi; yargılamanın süresini kısaltacak ve daha hakkaniyetli sonuçlara ulaşılmasını sağlayacaktır.