Zuhuratbaba Mah.Kent Sokak No:6/5 Bakırköy / İstanbul

AİLE HUKUKU

  •  AİLE HUKUKU;
    • Ziynet Alcaklarına İlişkin;
      Yargıtay 3. Hukuk dairesinin  2018/4945 E. ,  2019/235 K  ve  17.01.2019 tarihli kararına atıf yaparak “
      Dava konusu ziynet eşyalarının ev alımında kullanıldığı belirlenmekle, alınan evin davacı adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından, ziynetlerin davalının uhdesinde kaldığı davacı tarafça ispatlanamamıştır. 
      O halde; mahkemece; dava konusu ziynet eşyalarının davacı adına kayıtlı ev alımında harcandığı anlaşıldığından, davalı tarafta kaldığı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.”  

      YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2017/ 3-1040 Karar: 2020 / 240Karar Tarihi: 04.03.2020”  Kadına özgü ziynet eşyası niteliğindeki bilezik eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu ilkeden hareketle, davalı erkeğin düğünde toplam 12 adet bilezik takıldığını beyan etmiş olması karşısında, bu beyanın mahkeme önünde ikrar kabul edilmesi gerekir. Bu durumda, düğünde davacı kadına 12 adet bilezik takıldığı hususu çekişmeli olmaktan çıkacaktır. 

      T.C YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 2019/ 7861 Karar: 2019 / 12545 Karar Tarihi: 19.12.2019 
      “Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen kısa kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden kadının ziynet alacağı davasında kabul edilen ziynetlerin cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmeyerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 

    • Boşanmaya İlişkin; 
      YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 6226 Karar: 2019 / 2588 Karar Tarihi: 12.03.2019 “Tüm dosya kapsamı ve toplanan delilerden; davacı-karşı davalı kadının tanık beyanları ile hatta bir kısım davalı-karşı davacı erkeğin kendi tanık beyanlarından da görüldüğü üzere, davalı-karşı davacı erkeğin başka bir kadınla beraber olduğunu kabul ettiği ayrıca başka bir kadınla farklı zamanlarda el ele dolaşırken, başka bir zamanda otelde, ayrıca muhtelif zamanlarda öpüşürken görüldüğü, kendi tanığına zaman zaman ilişki yaşadığı kadının evinde kaldığını beyan ettiği, otomobilinin dahi gayrı resmi birliktelik yaşadığı kadının otoparkından çıktığı, davacı-karşı davalı kadın tanıklarınca da erkeğin bu kadınla beraber yaşadığının bilindiği, tüm bu anlatılanlarla birlikte davacı-karşı davalı kadın tarafından dosyaya sunulan fotoğraflar, otel rezervasyon kayıtları ile mail yazışmaları da dikkate alındığında davalı-karşı davacı erkeğin zina eylemini gerçekleştirdiğinin sabit olduğu ve böylelikle davacı-karşı davalı kadının zinaya dayalı boşanma davasını da ispatladığı anlaşılmaktadır.” 

      YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 2017/ 1870 Karar: 2018 / 7294 Karar Tarihi: 05.06.2018 “Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davacı-karşı davalı kadın, evlilik devam ederken, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, ...... isimli şahısla mutad sayıdan fazla telefon görüşmeleri ile mesajlaşmalarının olduğu, tanık olarak dinlenen ortak çocuk tarafından da belirtildiği üzere, cinsel birleşmenin gerçekleştiğine delalet eden mesajlaşma içeriklerinin açığa çıktığı, kadının bazı günler eve gelmeyerek eve gelmeme nedeni, nerede kaldığı hakkında bilgi vermekten imtina ettiği gibi bu konuda yalan beyanda bulunduğu, bu durumunda tanık beyanlarınca açıkça ifade edildiği, ayrıca .... isimli şahısla alkollü mekanlarda samimi şekilde göründüğü, bu durumunda eşinden gizlenmesi için bu hadiseye şahit olan tanıklarla görüştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı-karşı davacı erkeğin zinaya dayalı boşanma davasını ispatladığının kabulü gerekir. O halde davalı-karşı davacı erkeğin zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” 

      YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 2019/ 6633 Karar: 2020 / 443 Karar Tarihi: 28.01.2020 “Davacı kadın öncelikle zina (TMK m. ..) kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebeplerine (TMK m. …) dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuştur. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise; zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez. Hal böyleyken, mahkemece bozma ilamımıza uyularak yapılan yargılama sonucunda sadece TMK.m…. uyarınca boşanma kararı verilmesi gerekirken TMK m. … uyarınca da boşanma kararı verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.”


     

Hayatınızda herhangi bir hukuki sorununuz varsa ... Biz hazırız